Çeviri: Michael Jordan'ın İlk (Ve Neredeyse Son) Maçı
"Gidip izleyin," diyor Ruland. "Ve sonra beni geri arayın."
Ama ben zaten o görüntüleri izlemiştim, ki bu yüzden o anda Ruland'la telefondaydım. Pozisyon, 26 Ekim 1984 günü, Chicago Bulls-Washington Wizards maçında yaşandı -- yani Jordan'ın NBA'deki ilk maçında.
İkinci çeyreğin ortalarına doğru, Jordan sol çaprazdan topu aldı, savunmacısı Darren Daye'i geçti, boyalı alana girdi ve sonra, yakında onu gezegendeki en ünlü insanlardan biri yapacak olan sıçramasına başladığında Chicago Stadyumu'ndaki 13.913 kişinin hepsi birden sustu. Jordan'ın ligdeki ilk smacının eli kulağındaydı.
Ortada sadece iki sorun vardı.
İlki, hakemlerden birinin, düdüğünü çalmasıydı.
İkincisi ise, Jordan ile potayı koruyan Ruland arasındaydı. Ruland, 2.08 boyunda, klasik bir 80'lerin ortası tarzı NBA pivotuydu.
Ruland, maçtan 35 yıl sonra kendini savunuyor: "Tamamen nizami şekilde duruyordum! Dimdik!"
"Seni affediyoruz MJ"
Michael Jordan'ın NBA'deki ilk maçından bu yana 38 yıl geçti. Bir cuma akşamı oynanan ve Bulls'un 109-93 galibiyetiyle biten bu maç, lig arşivinin tozlu raflarına gömülmüştü.
Jordan, Amerikan sporları tarihindeki en iyi belgelenmiş kariyerlerden birine sahip olsa da, o akşamın detayları, asla kariyerinin ilk akla gelen anlarından biri olmadı.
Bunun sebeplerinden biri, Jordan'ın dikkate değer bir performans ortaya koymamış olması. İyi şut atamadığı ve 16'da 5 ile yalnızca 16 sayı atabildiği maçı Bulls kolayca kazanmıştı.
Onun son saniyelerdeki klasik kahramanlıklarına lüzum kalmamıştı; ama maç kazandıran bir basketi, sonra yaşananlara tercih ederdi tabii ki.
Ertesi günün Chicago Tribune'ünde Bob Sakamoto şöyle yazıyordu: "Bu seferlik seni affediyoruz Michael Jordan."
Diğer sebep ise maçı pek fazla kişinin izlememiş olması. Maçı Chicago'dan herhangi bir kanal yayınlamamıştı ve bu durumda Bulls taraftarlarına maçı radyodan dinlemek veya şehrin batı yakasına gidip, North Carolina Üniversitesi'nden o yaz draft edilmiş yeni oyuncularını görmek için bilet almak kalıyordu. Maçta Bulls için görece iyi sayılabilecek bir kalabalık olsa da, yine de salonun 17.374'lük kapasitesi dolmamıştı.
(Maçla alakalı görüntüler yalnızca Bullets'ın kanalından, Jim Brinson'ın anlatımı ve Wes Unseld'in yorumlarıyla izlenebilmişti.)
Tabii bunlar, Jordan'ın ilk maçı için herhangi bir heyecan duyulmadığı anlamına gelmiyordu. Jordan, önce 1982'de üniversite takımıyla Dean Smith liderliğinde ulusal şampiyonluğa ulaştığında, ardından Los Angeles'ta düzenlenen 1984 Olimpiyatları'nda milli takım ile altın madalya kazandıktan sonra belli bir üne kavuşmuştu. Bu arada Bulls, önceki yedi sezonun altısında playoff yüzü görememişti ve Jordan gelmeden önce ortalama 6.365 kişi önünde oynuyordu.
Kulübün bir kurtarıcıya ihtiyacı vardı ve Jordan da bu göreve hazırdı. Sezon öncesindeki hazırlık maçlarında iyi görünüyordu ve nerede oynasa büyük kalabalıkları çekmişti -- bunlardan ilki, Indiana'nın East Chicago şehrinde Bucks'a karşı, tamamen dolu ve bir tane bile güvenliğin olmadığı bir lise salonunda oynanmıştı.
"İdmanlara ve hazırlık maçlarına bakınca, bence onun yıldız olmaması için hiçbir sebep yoktu," diyor, Jordan'ın ilk iki sezonunda Bulls'un koçluğunu üstlenen Kevin Loughery.
Fakat öncesinde ve sonrasında yaşananlara rağmen, Jordan'ın ilk maçındaki en çok hatırlanan pozisyon, kendisinin olmayan bir hareket sonucunda gerçekleşmişti.
Yine de bu şartlarda bile Jordan'ın, kendisini ve NBA'i dünyanın zirvesine taşımak için kullanacağı nitelikler zaten belliydi.
Loughery her antrenmanı 15'te biten bir maçla bitiriyordu. Kazananlar, yetimhanedeki duşlara koşturuyordu. Kaybedenler ise biraz daha koşmak zorundaydı.
Jordan henüz kaybetmemişti ve bir gün Loughery düdüğü çaldığında yine takımı öndeydi.
"Michael, takım değiştir," dedi Loughery.
Jordan bu talimatı hoş karşılamadı. Önce biraz ayak diredi, ardından formasını yere çarptı ve kaybeden takımın formasını giydi.
"Ah, evet, sinirlenmişti," diye hatırlıyor Loughery, gülerek.
Bulls muhabirliğinde ilk yılındaki Sakamoto, daha sonra Jordan'ı ve onu harekete geçiren şeyin ne olduğunu iyi tanıyacaktı. Jordan o idman maçında yalnızca kaybeden takıma geçirilmekle kalmamış, adil oyun anlayışına da meydan okunmuştu. Yani takımı zaten 8 sayı (ya da öyle bir şey, anılar biraz bulanık) geride olsa da, işleri düzeltecekti.
"Sonraki 15 dakika boyunca --ki ilk 5 sezonunda her maçını izlemiştim-- ondan gördüğüm en iyi sergiledi," diyor Sakamoto. " Maça tamamen hakimdi. Hücumda sayı buluyor, sonra dönüp savunmada uçuyordu. Ve sadece 1-2 dakika değil, tüm maç boyunca acımasızca sürdürdü. Bunu herhangi birinin yapması imkansız."
Her şey sona erdiğinde, Jordan'ın takımı kazanmak için tüm yolu geri dönmüştü.
"İşte bu kadar dominanttı," diyor Loughery. "İnanılmazdı."
Jordan inanılmaz olabilirdi, ama memnun değildi.
"Bu adil değildi," diyordu Loughery'ye, asıl takımının başladığı koşuya doğru giderken.
"Onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim," diyor Sakamoto.
"Ölmüş olabileceğini düşündüm"
İlk smaç girişimine dönelim. Jordan, Ruland'ın uzanmış kolları üzerinden çembere ulaşmaya çalışsa da, çok geçmeden durumu yanlış değerlendirdiğini ve hareketsiz bir güçle karşı karşıya olduğunu fark etti.
Eğer şu videoyu izlerseniz, Ruland'ın kendisini savunmasını görmenize gerek kalmaz. Temiz bir blok denemesi.
Ancak Jordan'ın doğrudan zemine düşmesinden sonraki anlarda, Bullets'lı oyuncudan pek memnun olmayan birkaç kişi vardı.
Bulls pivotu Orlando Woolridge bençten hemen oraya geldi ve konuyla ilgilendi. Bulls teknik ekibinden birkaç kişi de Ruland'ı hedef aldı -- öte yandan Ruland, Jordan'ın potaya yükselişine sıçradığı kadar çabul şekilde, yerdeki oyuncunun yardımına koşmuştu.
Ruland neyin tehlikede olduğunu biliyordu. Olimpiyatların ardından, taşra şehirlerinde düzenlenen bir turda, Jordan'la birlikte birkaç maçta oynamıştı. Jordan'ın Alex English'e karşı 52 sayı attığında onun bir yıldız olacağını anladığını söylemişti.
Tıpkı Loughery gibi Ruland da Jordan'ın gücünün ve atletizminin, onu eşsiz bir oyuncu hâline getireceğini biliyordu.
Ancak yerde yatan Jordan'a bakarken, Bulls'un geleceğini yaraladığını ve bundan kurtulmak için uğraşabileceğini düşündü.
"Orlando'nun sanki bana bir şey yapacakmış gibi geldiğini hatırlıyorum ve az kalsın ona vuracaktım, çünkü ben asla birine kasten vurmam," diyor, mezun olduğu Iona için dokuz yıl koçluk yapan, şimdilerde Washington Wizards için scout olarak çalışan Ruland. "Biri oradan çıkıp 'Hey, adam nizami şekilde duruyordu. Zarar vermek istemedi' diyene dek koçlar birbirine bağırıp durdu."
Jordan yerde yüz üstü ve hareketsiz şekilde yatarken kalabalık sessizdi. An itibariyle Bulls 17 sayı öndeydi ve o pozisyona kadar her şey iyi gidiyordu.
Şimdi ise kimse bu sakatlığın ne kadar kötü olabileceğini kestiremiyordu.
"Bir süre yerde kaldı," diyor çaylak Bullets guardı Tom Sewell. "Ölmüş olabileceğini düşündüm."
Makul fiyatlı bilet
Jordan'ı tribünde yakından izleyenler arasında, St. Charles banliyösünde, suçluların kaldığı bir evde güvenlik görevlisi olarak çalışan 20'li yaşlardaki Tim Pryor ve Bill Thompson da vardı.
Maçtan birkaç gün önce Pryor, Thompson'a Jordan'ın ilk maçı için şehre inmeleri gerektiğini söyledi. Pryor aslında Magic Johnson sebebiyle büyük bir Lakers taraftarı olsa da, onu üniversitede ve olimpiyatlarda izledikten sonra, Jordan'ı bizzat görmek istiyordu.
Böylece Pryor ve Thompson, Aurora'daki Ticketron bilet satış noktasına gittiler. Orada, ikisi de en pahalı bölümlerden birinde, yani Chicago Stadyumu'nun alt katının sekizinci sırasında, çemberlerden birinin hemen solunda ve Luvabulls dansçı kızlarıyla konuşabilecek kadar yakın olan koltuklar için savurganlık yaptılar.
Biletler ne kadardı peki? 16.50 dolar.
O anda spor dünyasında alabileceğiniz en kârlı biletti. Ve o sırada o salonda olanlar için, 1984 sezon açılışının, neden önceki sezondan 6000 kişi daha fazla çektiği konusunda hiçbir şüphe yoktu.
En çok tezahürat alan kişi, şu uzun boylu ve sıska çocuktu.
"Herkes Jordan'ı görmeye gelmişti," diyor, Jordan gelmeden önce Bulls'ta iki sezon oynayan Dave Corzine. "Salondaki atmosfer, 4 ya da 5 yıl sonra göreceğimiz gibi değildi ama kesinlikle farklı bir duygu vardı."
Bunu hemen fark eden kişi, Ted Giannoulas, yani nam-ı diğer 'Ünlü Tavuk'tu.
Bulls, Giannoulas'ı 1979 yılında maçlara çıkarmaya başlamıştı; maskot eğlencesinin, az sayıdaki seyirciyi hareketlendirmesinden memnunlardı.
Ancak Bulls, 1984'teki sezon açılışında, seyirci sayısını artırma umuduyla Tavuk'u çıkarırken, kısa bir süre içinde maskotun tüm salona hakim olduğunu gördüler.
"Hemen anlıyordunuz," diyor Giannoulas, o akşam için. "Chicago Stadyumu'nda büyük bir kalabalık varken her zaman güzel bir atmosfer olurdu --ülkedeki en gürültülü mekan olarak kabul ediyordum-- ama o akşam MJ topa her dokunduğunda buna bir şeyler eklendi."
Chicago takımları için özel zamanlardı. Walter Payton, Jim Brown'ın kariyer rushing rekorunu kırmıştı ve Chicago Bears, Mike Ditka'nın önderliğinde çıkışa geçmişti. Cubs, NLCS'de San Diego Padres'e kalp kırıcı bir şekilde elenmeden önce 39 yıl sonra ilk kez playoff yüzü görmüştü.
Şimdi ise Jordan, Bulls'un talihini değiştirebilirdi ve taraftarlar bu ihtimal sebebiyle heyecanlıydı.
Pryor ve Thompson, salonun o akşam çok gürültülü olduğunu hatırlıyorlar -- ama yakında alt düzey biletlerin karşılayamayacağı fiyatlar ödenecek kadar özel birini izlediklerine dair hiçbir fikirleri yoktu.
"İyi olduğunu söyleyebilirdiniz," diyor Pryor. "Ama aynı zamanda çok fazla şut kaçırdı. Şutunu bulduğunda büyük bir tehdit olacağını düşünmüştüm ama dünya çapında bir süperyıldız olacağını tahmin edemezdim."
Yani eve geldiğinde, Thompson'ın o akşamki maçın bilet koçanını, daha önce gittiği maçların bilet koçanlarıyla dolu bir çekmeceye atması, yalnızca alışkanlıkla alakalı bir şeydi.
38 yıl sonra o bileti koleksiyonundan çıkardı ve değerinin ne olabileceğini öğrenmek için Heritage Auctions'ı aradı.
Eğer bilet Chicago Stadyumu'ndan alınsaydı, çok daha değerli olacaktı çünkü klasik Ticketron görseli yerine kırmızı-siyah kağıda Bulls logosu ve Chicago Stadyumu çizimi ile basılmıştı. Stadyum gişesinden alınan bir bilet, 2018'de 33.600 dolara satıldı.
Thompson'ın bilet koçanı yine de müzayedede başarılı oldu ve geçen baharda 4.080 dolara alıcı buldu. 20 doların altındaki bir yatırım için hiç de fena değil.
Zarar yok, faul yok
Michael Jordan'ın kariyerini hatırlayamayacak kadar gençseniz veya yaşlanan bedenine göre oyun stilini yenilediği döneme denk geldiyseniz, ilk maçından görüntüler bir vahiy gibi görünebilir.
Jordan, hava atışından itibaren yüzde 100'üyle oynadı, takımının ilk şutunu kullandı (ve kaçırdı), olabildiğince hızlı bir şekilde tempoyu artırdı. Şut atmak için boşluk yarattı, Ruland'ın şutlarından birini arkadan blokladı ve salonu yıkan bir fast break'te Corzine'e pası veren kişi oldu.
Jordan yedi asistle maçı bitirirken, takımın tecrübelilerinden ikisi --Woolridge ve Jordan'ın takıma katılmasına çok kızan Quintin Dailey-- en skorer oyuncu oldular.
Jordan'ın, takımının o sezon playofflar'a kalmasına yardım ederken getireceği enerji ve itici güce atılan bir bakıştı bu.
"Tecrübeli oyuncuların ona sakin olmasını, tüm sezon boyunca böyle yüzde 100'ünü veremeyeceğini söylediğini hatırlıyorum," diyor Sakamoto. "O ise sadece omuz silkti."
Tam da Ruland'a çarptıktan sonra yaptığı gibi. Kendisini toplamak için birkaç dakika bekledikten sonra Jordan'ın ayağa kalkmasına yardım edildi ve salondakiler rahat bir nefes alıp tezahüratlarına devam ederken kenara yönlendirildi.
O akşam gazetecilere verdiği demeçte "İlk başta hareket etmedim, çünkü her şeyin yolunda olup olmadığını anlamaya çalışıyordum," dedi Jordan. "Çirkef bir oyun değildi. Yalnızca beklemiyordum."
Gerçekten de, eğer Ruland'ın oyununu takdir eden biri varsa, o da Jordan'dı. Kenara doğru yürürken, gösterdiği çabayı tebrik için Ruland'a elini uzattı.
Zarar yok, faul yok. Jordan sakatlanmadan bu pozisyondan kurtulurken, Ruland da Majesteleri tarafından poster yapılan ilk oyuncu olmaktan kaçabildi.
Yazının başında bahsettiğim düdüğü hatırlıyor musunuz?
Evet...
"Tüm bu olan bitenin en çılgın yanı, Michael Jordan'a steps çalmaları ve smacın zaten sayılmayacağıydı," diyor Ruland, kıkırdayarak. "Orada Michael Jordan'a hatalı yürüme çalmaları başlı başına inanılmaz."
(Orijinali için şuradan.)




Yorumlar
Yorum Gönder